Türkiye’de ve Dünya’da Coronavirüs
Coronavirüs’ten korunma yolları
Coronavirüs’ün ilk belirtileri

 

Şu anda Dünya ve Türkiye gündemine ciddi bir şekilde oturmuş Coronavirüs vakaları ülke sağlığını ve ekonomisini bir hayli etkiliyor. İnsanlar tedirgin, insanlar mutsuz. Yarın ne olacağını hiç birimiz bilmiyoruz. Bu durum kaosu, fikir ayrılıklarını gündeme getiriyor.  Gereksiz bir tepki ortamı oluşuyor. Kişilerin ne yaptığına ya da ne söylediğine değil, topluma karşı olan sorumluğumuza odaklanırsak daha faydalı adımlar atacağımızı düşünüyorum!

Bir kısım bu konuyu fazlasıyla ciddiye alıp, panik derecesinde market ve eczane raflarını yağmalarken, diğer bir kısım ‘Bana bir şey olmaz’ mantığıyla sosyalleşmeye devam ediyor. Bunların ikisi de aslında toplum sağlığını ve ekonomisini daha da fazla riske atan ve bilançoyu daha da ağırlaştıracak hareketler.

Peki hangisi doğru?

Benim şahsi fikrim sonumuzun İtalya gibi olmaması, bu ekonomik krizin daha da uzun sürmemesi adına gerekli önlemlerin hemen şimdi alınması yönünde. Sadece bloggerlık yapmayan, iki işletmeye sahip bir girişimci olarak ekonominin girmiş olduğu çıkmazı iliklerime kadar hissediyorum! Belki de bunu en iyi anlayacak influencerlardan biriyim çünkü yanımda onlarca kişi çalışmakta ve kira ödemekteyim. Ay sonunu nasıl getireceğimi, insanların maaşlarını, kiraları nasıl ödeyeceğimi inanın bende bilmiyorum! Ama bu işin kısa sürmesini, sonrasının daha kötü ve uzun olacağını düşündüğümden gerekli tedbirleri şimdiden almak gerektiğini, sorumluluklarımızı bilmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Geceleri beni uyutmayan ödemeler, vicdanen ücretsiz değil ücretli izin verdiğim çalışanlarımın bu durumun kötüleşirse asıl ücretsiz izin almak zorunda kalacaklarını biliyorum. ‘İşte bu yüzden şimdi! Asıl şimdi evde oturma zamanı!’ Çünkü şu anda bu durumu reddeder, ekonominin etkilenmemesi için umarsız hareketler içerisine girersek durum daha da vahimleşecek. İtalya’da insanlar boğularak ölüyor. Aileleriyle facetime üzerinden vedalaşıyor! Tek derdiniz şu anda gerçekten ekonomi mi?

İşe gitmeli mi?

Evet, hala işe gitmek zorunda olan vatandaşlarımız var. Bu vatandaşlarımızın sağlığı açısından, gitmek zorunda olmayanlar bir-iki haftacık evinden çalışamaz mı? Buda onları riske atmamak için toplumsal bir destek yöntemi olabilir.

  • Zorunlu değilse dışarı çıkmayalım.
  • Öpüşerek değil uzaktan selamlaşalım.
  • Keyfi gezmelerden kısa bir müddet uzak duralım.
  • Sık sık ellerimizi yıkayalım.
  • Tuzlu su ile gargara yapmayı ihmal etmeyelim.

Bir arkadaşım geçen gün bankada çalıştığını ve işe gitmek zorunda olduğunu yazdı. ‘Gitmek zorunda değilsin.’ dedim. ‘Bu seçim artık sana ait, bu olağanüstü bir durum ve dilekçe yaz, bir şeyler yap ama lütfen işe gitme.’ dedim.

Kimilerinize bu fikir çok ağır gelecek biliyorum. Ama zaman kendi ve yakınlarının canını düşünme zamanı. ‘Geçim sıkıntısı, işimizi riske atamayız.’ diyeceksiniz. HERKES SIKINTIDA ARKADAŞLAR! Sadece bir yerde çalışanlar ekonomik sıkıntı çekmiyor şu an. Avm lerde mağazası olanlar, oteli olanlar, cafesi olanlar, yani iş sahibi olanlarda ay sonunu getiremeyecek. Bu çok üzücü.

Asla niyetim korku salmak değil, ama zaruri işler dışında sosyalleşmelerimize azıcık ara verirsek bu durumu daha da az hasarla atlatacağımıza olan inancım sonsuz. Hepimiz Allah’a emanet olalım.

Bana kızmayın. Yalnızca kendi fikirlerimi yazdım.

Sevgiler;

Merve Öztürk