İÇİMDEN KESİTLER – ANNE OLABİLMEK İÇİN ÇABALARKEN….

0

 

Hatırlıyorum.. İlk dış gebelik ameliyatımdan sonra İhracat Müdürü olarak çalıştığım şirketimizde işler tamamen üzerimdeydi. Ertesi hafta bir fuar vardı ve benim Dubai’ye gitmem gerekiyordu. Yanımda sadece asistanım olacaktı. Biletleri son anda değiştirmek mümkün değildi. Henüz ne olduğunu anlayamamış olmama ve acımın tazeliğine karşın bu görevi hakkıyla yerine getirdim. Fuarcılar bilir, zordur bir fuarda katılımcı olmak. Kendi işinizin sahibiyseniz, koli de taşırsınız, stand da dizersiniz, standı da siz kapatırsınız. Orta ölçekli işletmelerde bu böyledir.

Ajite etmek değil amacım. Belki de hayata sıkı sıkı tutunma sebebimdi işim. Anne olamadıkça işime daha çok bağlandım, işime bağlandıkça anne olamadım… Bana öyle geliyordu. Sanki bir kısırdöngüydü bu.

Bir haftanın sonunda İstanbul’a döndüğümde kendimi hemen ofise attım. Tek kafamın dağıldığı yer orasıydı.  Standımızı ziyaret eden firmalara mail atmalıydım… Dosyalar üzerime yürüyordu sanki. Hem işe başlamaya üşeniyordum, hem de başladıktan sonra kendimi durduramıyordum. Allah’ım nasıl bir psikolojiydi ki bu?Günün yarısını internette hamile kalıp kalamayacağıma dair araştırmalar yaparak geçiriyordum.

Sonra geldi çattı bir fuar daha. Ayda 2-3 kere yurtdışına çıkıyordum.

Arkadaşlarımla durumlar daha önce anlattığım gibiydi… Henüz ilk dış gebeliğimdi ve ben bir şeyleri içime atmayı becerebiliyor, mutlu rolü yapabiliyordum, bunun beni ne kadar yıprattığını bilmeden..

Bu fuara babamla gitmiştik. Neyse ki bana yardımcı olabilecek bir erkek vardı yanımda. Fiziksel olarak çok zorlanmadım. Klasik yurtdışı bayi bağlama konuşmalarıyla geçti benim için.

Fuar çıkışı babamla gezmeyi çok severdik. Yurtdışında eczanelere ve süpermarketlere girmeye bayılırım. Hem raflarda ürettiğimiz bebek ürünlerinin rakiplerini fiyat olarak inceler, hem Ar&Ge ve inceleme için numuneler satın alır, hem de biraz alışveriş yapardık. Eczanede elim 2’li bir emziğe gitti. Nedendir bilmem içimden totem yapmak geldi o an. Emziği satın aldım. Çantama attım.

Sonra Türkiye’ye döndük.  Aradan uzunca bir zaman geçtikten sonra, bir arkadaşımızın hamilelik haberini aldık. Maslak’ta birimizin evinde toplanmaya karar verdik. Giyindim, süslendim, sosyalleşmek hem zor, hem de sonrasında keyifliydi. Garip bir ruh hali işte.. Kalabalık içinde bazen yalnız hisseder gülmek için zorlardım kendimi. Zorladıkça yorulur, yoruldukça mutsuzlaşırdım. Kimse beni anlayamazdı. Sorunlu, keyif vermeyen, tercih edilmeyendim o zamanlar. Arkadaş grubunda değer verilmeyen… Işığı sönmüş.

Neyse, bebeklikten beri arkadaş olduğum grupta dostum dediğim kişi hamileydi. Giderken Almanya’dan aldığım emziklerden birini ona götürmek istedim. Çok yakın olduğumuz için ilk hediyesini ben vermek istiyordum. Hamile kalamadığınızda en yakın arkadaşınızın hamileliğine sevinebiliyorsunuz evet. Ama kendinize de üzülüyorsunuz. Birinin hamilelik haberini aldığında kendi durumu aklına gelip üzülmediğini söyleyen olursa “Hahaaayt” derim sadece! Öyle bir dünya yok… Duyduğunuzda, gördüğünüzde ne hissediyorsunuz biliyor musunuz?

Mutsuz oluyorsunuz, kendinize acıyorsunuz. Ama yine de o hamile kaldığında ona en yakın siz olmaya devam edin, o en çok sizi sevsin, sizi anlasın, karnındaki çocuğun en teyzesi siz olun! istiyorsunuz. Aksi takdirde deliye dönüyorsunuz…

O gece çok eğleniyorduk. Bir ara hamile olan arkadaşımın dizlerinin dibine oturdum. En yakınımdı o grupta. Karnını okşadım. Yo, hayır. Aklınızdan neler geçtiğini biliyorum. Gerçekten içimde kelebekler uçuşarak yaptım bunu. O sırada biri espiri yaptı gruptan. Ben elimi gayrı ihtiyari arkadaşımın dizine gülerken “Hahaha hadi yaaa!” diyerek dokundurdum. Vurmak değil, ittirmek değil, öyle kaba bir şey hiç değil. Tamamen ortama kendimi kaptırmış bir durumdaydım. Hadi canım sende gibisinden bir dokunma vardır ya, o manada bir dokunma. Refleks olarak ‘Napıyorsun?’ diye çıkıştı. Elimi ittirdi. O an her şey karardı. Kendimi çok acınası hissettim. Ne düşünmüştü ki? Zarar vereceğimi mi?

anne

O günden sonra hiçbir zaman eskisi gibi olamadım ona karşı. İçimdeki çocuğun canı yandı.  Affettim onu. Ama o anı unutamadım.

 

Sevgiler;

Melina’s Mom